ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMA DURUMU…
Değerli Dostlar,
Kendi kendine soru sormak iyi …hadi soralım o zaman; eleştirip durduğumuz onlarca konudan kaçında çözümün parçası olduk? Yani; ama sadece kendi aramızda konuşup, bugünün moda ifadesi ile; konuları köpürtmeden, önerimizi, eleştirimizi ilgil makamla başından sonuna takip ettik mi mesela?
Yaşadığımız bu muhteşem şehirde, herbirimiz, sanatla uğraşıyor olalım, olmayalım, sadece izleyici bile olsak, takımın aslında parçası olduğumuzu ve olanları yakından izlemek, sormak, araştırmak zorunda olduğumuzun farkında mıyız?
Sanat için takım oyunu demiştim ya, aldığım yorumlardan da anladığım kadarı ile bu görüşte çoğunlukla hemfikiriz…
Bakalım bu kentte kültür-sanat nasıl ele alınıyor?
Çok önemli bir oluşum var; Antalya Kent Konseyi, bünyesinde çalışma grupları ile yerel yönetim ile omuz omuza gelişmelere yön veriyor, takip ediyor.
Antalya’nın Kent Konseyi’nde Kültür-Sanat Çalışma Grubu’nun çalışmaları hakkında bilgi sahibi misiniz?
Kısaca (web sitesindeki anlatımla) amacı; envanter çalışmaları, kültürel ve doğal varlıkların korunması, kent kültürü ve kent bilimi, kent kimliği, kültürel aktivitelerin çeşitliliği ve kentte yaygınlaştırılması, vb. konularında çalışmalar yapmak, eylem programları ve çözüm önerileri üretmek olan bu grubun başkanı Sayın Yavuz Ali Sakarya yı kısaca tanıdıktan sonra çalışma grubundaki görevi ile ilgili yaklaşımını bir kaç soru/cevapla öğrenmek ve bu mini köşede sizlerle paylaşmak istedim;
Değerli Başkana samimi cevapları için çok teşekkürler…Çalışmalarının başarılarla devamını diliyorum.
5 soruda-5cevapta
1) Kent Konseyi; Kültür-Sanat Çalışma Grubu Başkanı Yavuz Ali Sakarya kimdir? Emekli öğretmen, 50 yıllık eylemli turist rehberi, Anadolu’ya sevdalanmış, salt onu araştırıp yazan, eğitim, kültür ve sanatı ön planda tutan bir sivil toplum gönüllüsü. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Antalya Şube başkanı, Antalya Kent Konseyi Kültür ve Sanat Çalışma grubu başkanı.
- Kültür-Sanat Grubu’nun yönetimindeyken size en gururlandıran çalışma? Ben imececiyim. Ortak çalışmadan ve paylaşımdan yanayım. Başarının da başarısızlığın da bir ekip çalışmasının sonucu olduğunu düşünürüm. Başarılar, paylaşıldıkça çoğalır, üzüntüler, paylaşıldıkça azalır, bilirim. Antalya Kent Müzesine katkı, sözlü tarih çalışmaları, sanat ve sanatçı envanterinin hazırlanmasına yönelik çalışmalar, etnografya müzesi, güzel sanatlar galerisinin oluşturulması, kenti kirleten faytonların kaldırılması, Kalekapısı’ndaki çirkin görüntü veren standların başka yere taşınması gibi ilk anda aklıma gelenler sayılabilir. Olumsuz sonuçlananlar arasında Kesik Minare’nin özelllikleri korunarak restore edilmesi yerine, sadece üst kimliği ile camiya dönüştürülmesi hepimizi çok üzmüştür. Bünyesinde üç farklı kültürel yapıyı barındıran ve kentin simgesi olan bir yapının, at gözlüğü ile tek bir pencereden görülmesi beni de herkes kadar üzmüştür. Bu sayade eğitim ve bilinç eksikliği bir kere daha ortaya çıkmıştır. Bu da kent adına yapılacak daha çok iş var anlamına gelir.
- İmkan olsa, Kültür-Sanat Çalışma Grubunda farklı yapmak istedikleriniz ne olurdu?Ben Kent konseyinin hep, daha bağımsız, daha özerk bir yapıda olmasından yana tavır koymuşumdur. Belediyelerle yakın ilişki içinde olmasına karşın, onların sanki bir alt kurumu imiş gibi bir görüntü vermesinden hoşnut değilim. Belediyelerin işleri, kent için düşünen, elini her fırsatta taşın altına koyan bizlerin yani sivil toplum örgütlerinin ve halkın ne düşündüğüne kulak kabartmak ve gerekenleri uyum içinde onlarla beraber yapmak olmalı. Kent estetiğine önem verilmesini, sokakların, mağaza önlerinin, kaldırımların, durakların, ama önce insanların, düşüncelerin çağdaş ve estetik görünmesini sağlardım. Elimden gelse, “dünya cenneti” sözünü, eyleme dökerdim. Her bakımdan kenti cennete çevirmek için çaba gösterirdim. Antalya’nın bunu hak ettiğine gönülden inanıyorum.
- Kültür-Sanat Grubu yönetiminde en çok hangi konularda zorlanıyorsunuz? Zorlanma diye bir durum söz konusu değil, ama değişik sivil toplum örgütlerinden gelen değişik eğitim düzeyinde, yaşama bakış açıları ve algıları farklı, görüş ve düşünceleri, beklentileri farklı insanlarla birlikte çalışıyoruz. 80’ i geçen üyemiz var. 15 günde bir Perşembe günleri toplantılarımız 30 a yakın üye katılmakta ve önceden belirlenen gündeme göre görüşlerini ve fikirlerini paylaşmaktadır. Bizim sıkıntımız, eleştirimiz daldan dala atlamak yerine , gündemdeki konuya yoğunlaşma sıkıntısı olabilir. Kent müzesi tartışılıyorsa oraya yoğunlaşmak, nekropol müzesi tartışılıyorsa oraya yüklenmek gerektiği konusundadır. Bir konudan bir konuya atlamak, ilgisiz konuları gündeme taşımak belki eleştirilebilir. Ama beni sevindiren toplantılarda özgür bir konuşma ortamı vardır. Farklı düşünceleri savunan arkadaşlarımız bile toleransla diğerlerinin dediklerine kulak kabartmakta, yararlanmaktadır.
- Çalışma Grubu üyelerinize mesajınız? Ne diyebilirim! Benim ekibim iyidir, daha iyi, daha nitelikli olması, proje ağırlıklı çalışması dileğimdir. Kültür-sanatla ilgili daha çok sivil toplum örgütü temsilcisinin toplantılara katılmasını, grubunun görüş ve düşüncelerini yansıtmasına arzu ederim. Bu çağrıya kulak vermelerini isterim. Her alanda kente daha çok insan dokunsun amacındayız. Kentin nimetlerinden yararlanırken, sorumluluk da üstlensinler, kenti hak etsinler. Daha gelişmiş, koşulları iyileştirilmiş bir kentte yaşasınlar, mutlu olsunlar. Bütün dileğimiz bu.
Değerli Sanatseverler, bu konseyin çalışmalarını takip etmek hepimizin görevi; öneri sistemini geliştirmek mümkün mü? Bu çalışmalarla ilgili öneri ve görüşleriniz çok değerli. Bu gruba mesaj/öneri göndermek için aşağıdaki e-posta adreslerini dikkate alabilirsiniz.Direkt mesaj vs. için bir adres olursa onu da seve seve paylaşacağım
e-posta: info@antalyakonseyi.org.tr veya genelsekreterlik@antalyakentkonseyi.org.tr ve web sitesi; http://antalyakentkonseyi.org.tr/
Takımda yer almak için; önce; çözümün neresinde yer alırım diye düşünmek şart…
Ne dersiniz?
Güzelliklerle dolu günler dilerim