Bir önceki yazımda değerli sanatçı Efe Sembol'ün eserleri ile ilgili sanatçının kendi yorumlarını paylaşmadan önce her iş ortamında, paranın gücünün geçtiği her yerde, "bir sanatçı yorumuna yer verilmeli" dedikten hemen sonra...Tutkusuyla Antalyalı sanatseverleri Rodin le buluşturan bir koleksiyoneri hem de önemli bir iş insanı Erbil Arkın ı tanımak çok anlamlı.
“Koleksiyon yapma fikri, özellikle bir "tutku tetikleyicisi"ni (bir sanat eseri olur, bir eşya olur) merkeze yerleştirip on(lar)a ulaşmak, ulaşamadıkları için ileriye dönük neredeyse stratejik plan yapmak başlı başına bir yetenek.”
Rodin’in Antalyalılarla buluşmasından önce, AKS’de, değerli sanat tarihçisi Ebru Nalan Sülün moderatörlüğünde gerçekleşen sohbette Sayın Arkın’ın, mütevazi duruşu ile koleksiyonundan bahsederken duyduğu samimi mutluluğu gözlemledik. Mesajları oldukça net; istemek, planlamak, gerekli kaynağı sağlamak...ama ortak payda "çok sevmek" Karşımızdaki iş insanı Erbil Bey Rodin ile bir çeşit iletişimde...öyle ki Rodin ile "ruhum konuşuyor" diye tanımlıyor tutkusunu. Kendisi ile sohbetimize başlamadan önce;
Her eserini farklı boyutlarda, farklı ölçeklerde gerçekleştirdiği gibi, bunlar üzerine çeşitlemeler uygulamış olan Rodin gibi bir döneme damgasını vurmuş bir heykeltıraşın hayatına, eserleri, koleksiyonları ile ilgili aldığı karara, Paris’teki Rodin Müzesi paylaşımlarına dayanarak, baktığımızda, ölümünden bir yıl önce eserlerini/koleksiyonlarını, mal varlığını devlete bıraktığını öğreniyoruz. Aslında bu bağış Rodin Müzesi’nin kuruluş fikrini de doğurmuş. Fransız Devleti de Hotel Biron’u satın alarak sanatçıya ithaf edilecek müzeye dönüştürmüş. 1919 da Paris’teki bu binanın açılışı ve 1948 de de Meudon’daki müzenin de açılışı gerçekleşmiş. Özetle, Rodin Müzesi, kendi sitesinde de belirtildiği gibi, sanatçının manevi haklarının emanetçisi olmuş. Bir noktayı da eklemek gerek; sanatçı, mal ve eserlerini vasiyet ederken telif hakkını da vasiyet etmiş. Kalıp koleksiyonu sayesinde, orijinal bronzların baskısı, sanatçının çalışmalarının yayılmasına izin vermiştir. Dünyada bir çok müzede bu eserlere rastlamak bu şekilde mümkün (bkz.bağlantı: https://www.musee-rodin.fr/musee/collections/rodin-dans-monde)
Erbil bey, çeşitli röportajlar yapılmış sizinle, web ortamında aramalarda size ve işinizle ilgili bilgilere ulaşmak mümkün...sanatseverler için koleksiyoner Erbil beyden konuşabilir miyiz?...Koleksiyoner olmak bir karar mıdır yoksa zaman içinde biriktirilenlerle aslında bir koleksiyoner mi olunur? Sizin koleksiyonerliği tanımınız?
Sizin de söylediğiniz gibi birçok mecrada yaşam hikayemi paylaştım. Ben ailesinden birikim bulmuş ve hayatını belli bir noktadan başlatmış insanlardan değilim. Ailem varlıklı değildi. Londra’da gurbetçiydiler. Ben oldukça zorlu koşullarda büyümüş ve eğitim almış birisiyim. Kendimi şanslı görüyorum çünkü tüm zorlu hayat koşullarına rağmen, güzel bir çocukluk ve ilk gençlik geçirdiğimi söyleyebilirim. İş hayatıyla erken yaşlarda tanıştım. Bir yandan okuyor bir yandan da aileme destek olabilmek için çeşitli işlerde çalışıyordum. Çalışmayı severim, halen daha her günüm yoğun bir iş temposuyla geçiyor. Her zaman daha iyisini hedefledim. Uğraştığım bunca işe, başardığım bunca şeye rağmen, hiçbir zaman "artık tamam, bu kadar yeter" demedim. Ömrümün, gücümün yettiği yere kadar devam edeceğim. Bir iş insanı olarak oldukça iyi noktalara geldiğimi düşünüyorum. Kurucusu olduğum Arkın Group gün geçtikçe büyüyor. Arkın Group bünyesinde yüzlerce insana iş olanağı sağlıyor olmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Ben şansa inanırım, ama şansın yüzünüze gülmesinin istiyorsanız bunun için ciddi bir emek harcamanız gerektiğine de gönülden inanıyorum. Ayrıca her zaman insanların tutkuları olması gerektiğine ve hayata tutunabilmek adına kararlılıkla bu tutkuların peşinden gitmeleri gerektiğine inanmışımdır. İstemek hayal etmek başta geliyor. Her şeyin başlangıcı insanın elde etmek veya ulaşmak istediği şeyi tüm benliğiyle istemesi...
Artık bilinir olmaya başlayan hikayeme dönecek olursak, 16 yaşında bir genç olarak Londra’daki Tate Galeri’de Rodin’in adeta beni büyüleyen The Kiss heykelini gördükten sonra kütüphaneden kitaplar alıp Rodin’i araştırmaya başladım. Araştırdıkça ona karşı hayranlığım arttı ve Rodin’le aramda oldukça güçlü bir ruhsal bağ oluştu. Yıllar sonra, sanırım 2004 yılıydı, Robert Bowman’ın galerisine gidip gelmeye başladım. Onunla yaşama, sanata, sanatçılara dair uzun uzadıya sohbetlerimiz oldu. Robert önemli bir Rodin uzmanı ve Londra’da Rodin’le ilgili oldukça saygın bir galerisi var. O günlerde henüz herhangi bir sanatçının eserini satın almamıştım. Robert’e de hep söylediğim gibi alacağım eser öncelikle ruhuma dokunmalıydı. İlk olarak 2005 yılında Londra’daki önemli bir müzayede evinden Rodin’in Head of Lust heykelini satın aldım. Sonrasındaysa, imkânım oldukça, ruhuma dokunan eserleri birer birer almaya başladım.
AKS deki sohbette “16 yaşımda Rodin ile tanıştım, bilemezdim bir Rodin koleksiyoneri olacağımı"… diye özetlediğiniz Rodin tutkunuzda aslında resim sanatına dolayısıyla görsel, plastik sanatlara olan ilgi ve kabiliyetiniz yön vermiş olabilir mi?
Sanatı insandan, yaşamadan ayıramazsınız, her şey gibi sanat da bilgi, gözlem ve deneyimle geliştirilebilir. Ben her insanın içinde bir yaratma dürtüsü olduğuna inanırım. Bu dürtü kendisini farklı alanlarda görünür kılabilir. Yaşadığınız coğrafya, içinde bulunduğunuz toplum, sistem, aldığınız eğitim, zekânız ve sahip olduğunuz yetenekler büyük ölçüde sizin yaşamınızı şekillendirir. Henüz ilkokuldayken öğretmenlerimin resme olan ilgimi ve kabiliyetimi fark ederek beni özel resim kurslarına göndermeleri, bu sayede başlayan bu yolculuk, belki de bugün olduğum insana dönüşmemi sağlayan en önemli unsurlardan birisidir...
Yukarıda paylaştıklarınızda en önemli nokta, koleksiyonunu yaptığınız materyal ne ise, salt sizde olması için almış olmanız değil, o sanatçının neredeyse gözü ile eserlere bakabilmeniz, bu da sizi belki de birçok koleksiyonerden ayırıyor. Sanatçı ile adeta bir yol arkadaşlığınız olması çok etkileyici.
Erbil Bey, koleksiyonunuzdaki eserler, yularıda belirtilen telif hakları Rodin Müzesi’nde saklı olan özel röprodüksiyonlardan mı? Yoksa ya da Rodin’in farklı ölçeklerde gerçekleştirdiği eserlerden mi?
Rodin eserlerini farklı boyutlarda üreten bir sanatçıydı. Benim heykellerim doğrudan Rodin Provenance’lı veya müze Rodin sertifikalıdır. Bu eserlerin tümü dünyaca bilinen Sotheby's gibi müzayedelerden Rodin Müzesi sertifikasıyla alınmıştır. Bildiğiniz gibi, Rodin tüm eserlerini ve haklarını Fransız hükümetine devretti. Hiçbir eser onların tüzüklerinin dışında çoğaltılamaz.
Sohbetinizde, koleksiyonunuzu daha önce sanatseverlerle buluşturmadığınızı ama Antalya’daki serginin bir ilk olduğunu öğrendik; koleksiyonunuzda toplam kaç Rodin eseri var?
Heykellerimi uzun bir süre kendim için sakladım ama 2017 yılında ARUCAD’ın (Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi) kuruluşu vesilesiyle Kıbrıs Halkıyla paylaştım. Öncesinde ve sonrasında toplu olarak olmasa da dünyanın farklı ülkelerinde heykellerim sergileri dolaştı. Üniversitemizin kuruluşunun ardından aldığım olumlu tepkiler bugün The Arkın Rodin Collection Gallery açmamda etkili oldu diyebilirim. Şimdilik 27 eser var.
Rodin’in yanı sıra diğer sanatçıların eserleri de var mı? Tanınmamış sanatçılara ait eserleri koleksiyonunuza katma kriterleriniz nelerdir?
Rodin dışında bilinen birçok sanatçının eserlerine de sahibim ki bunlar içerisinde benim için öne çıkan isimlerden bir tanesi Jules Aime Dalou’dur. Bence müthiş bir heykeltıraş ama onun şanssızlığı Rodin’le aynı dönemden olması. Ben koleksiyonuma katacağım her eserin öncellikle ruhuma dokunabilmesiyle ilgileniyorum. Eserler bizlerle konuşur. Onları işitebilmeniz için elbette kapsamlı bir alt yapınızın olması, ayrıca kişinin aklını, yüreğini ve algılarını açık tutması gerekmektedir.
Müzelerin ana fikri; çok özet bir anlatımla, müzecilik tarihinde de rastlandığı üzere, koleksiyonlara dayanıyor demek çok da yanlış olmaz. Erbil Bey, koleksiyonunuzla bir Erbil Arkın Müzesi gerçekleşecek mi? Evet ise KKTC de mi olacaktır?
Diğerleri gibi, bu süreç de kendi doğası itibariyle gelişecektir. Gençliğim Londra’da geçmiş olsa da ben yaşamımı ağırlıkla Kıbrıs’ta kurdum. Ait olduğum topraklara kök saldım ve elimin yettiğince burada sanatın ve kültürün gelişmesi, Kıbrıs halkının layık olduğu güzelliklerle daha bir iç içe olabilmesi için çalışıyorum. Bu doğrultuda öyle gözüküyor ki, açılacak bir müze de bu topraklarda olacaktır.
Brezilya/Rio’nun simgesi Corcovado daki “Kurtarıcı İsa” heykelinden esinlenerek Girne için planladığınız “Asil Köylü” heykeli sizin kararlı duruşunuzla hayata geçecek, eminim, bu simge heykel için açılmış olan konkurda kazanan heykeltraş kimdir; bu konudaki yol haritanız; özetle?
Hayatım boyunca sürekli daha iyisini yapmaya çalıştım, yeniliklere açık oldum, risk almaktan ve farklı alanlara yatırım yapmaktan hiçbir zaman çekinmedim. İnsanın, içinde bulunduğu koşulları iyi değerlendirip, her zaman her konuda ileriye dönük çalışmalar yapması gerektiği görüşündeyim. 2019 yılında ortaya çıkan bu projenin yürütmesini ARUCAD üstlendi ve farklı ülkelerden seksenden fazla yarışmacının katıldığı yarışmayı Hollandalı genç sanatçı Lotta Blokker kazandı. Kendisi çok yetenekli ve geleceği parlak genç bir sanatçı ayrıca 2022’de Hollanda’da yılın sanatçısı seçildi.
Erbil Bey, hani derler ya, işlerimi “taçlandırdım” Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD), (2017 yılında kurulmuş olan sanat, tasarım ve iletişim alanlarını bir arada bulunduran sanat odaklı tematik bir üniversite, bkz. bağlantı:https://arucad.edu.tr/) sizin sanata dönük çalışmalarınızın “taç” projesi diye tanımlanabilir kanımca. Sohbet sırasında uluslararası denklikleri bulunan bu üniversite den “Rodin’ler yetişebilir neden olmasın” dediğinizde gözünüzdeki umut ve kararlığa tanık olduk. Genç bir sanatçı adayına öneriniz ne olur, sizden genç sanat öğrencileri için bir motto istesek?
Okulumuz için kullandığımız bir mottomuz var zaten “Sanat ve Medeniyet Birdir”.
Evet ben hayal kuran ve tutkularının peşinden gitmeyi seçen biriyim. Üniversitemizi kurarken de sanatla iç içe çağdaş bir toplumun temellerini oluşturmaya yönelik bir yatırım olarak hayal ettim. Bizimki gibi küçük bir adadan yetenekli, uluslararası seviyede birçok sanatçının yetişebileceğine gerçekten inanıyorum. Onlar için bir ortam yaratma fikri beni çok heyecanlandırdı. Ben gençlere inanıyorum, onların enerjisinin bu dünyayı daha iyi bir yer yapacağına inanıyorum. Onlara söyleyebileceğim en önemli şeyse hayallerinin peşinden gitsinler. Tutkuları onlara yön verecektir.
Sayın Erbil, bu değerli söyleşi için çok teşekkürler, değerli çalışmalarınızı bizlerle paylaşmanız büyük onur, tüm etkinliklerinizde başarılar dilerim. sizi Rodin aracılığı ile Antalyalılarla tanımamıza aracı olan Art Rooms yetkilisi Sayın Oya Silbery, ATSO (Antalya Ticaret ve Sanayi Odası) ve AKS (Antalya Kültür Sanat) yetkilileri Sayın Davut Çetin ve Sayın Münevver Eminoğlu’na çok teşekkürler.
Antalya için büyük şans!
Antalyalı sanatseverlerin ilgi ile karşıladığı Erbil Arkın Koleksiyonu özel seçkisine ait 22 adet Rodin eseri 31 Temmuz 2022 ye kadar AKS’de sergilenmekte ve küçük bir ipucu; sergi alanına girer girmez, Sayın Arkın’ın da belirttiği gibi; Rodin heykelleri sizinle konuşuyor adeta...
AKS de Rodin Sergisi
ARUCAD
Erbil Arkın ARUCAD öğrencileri ile