Gönüllü Yazar/Paylaşımcı - Leyla İrten


Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kültür ve sanatın merkezi Antalya ve Türkiye için büyük şans…İmkanlar, eksikler, olması gerekenler, önemli bulgular… Sanata gönül veren sevgili gençler üniversite tercihlerinde bu değerli mesajlara dikkat! Sanata daha derin bir bakış açısı geliştirmesi beklenen yerel yönetimler, STK’lar, tüm sanat çevreleri bu değerli mesajlara dikkat!

Sevgili Sanat Dostları,

Gençlerin ileriye dönük planlarının anahtarı olan üniversite sınav sonuçları açıklandı…Geleceğin sahipleri, ilgili seçimlerinde ebeveynlerinin önyargıları, toplumun yönlendirmesi yanında hayallerinde ne kadar özgürler? Bunu çok önemsiyorum. Konumuz sanat olduğuna göre, bu sınavlara giren gençlerimiz, sanat dallarını seçmek isterlerse üniversitelerde bu bölümlerin  yöneticileri  kendilerine neler önerirler?.. Bu köşede sınavların yapıldığı günlerde Prof. Dr. Marcus Graf ‘ın değerli görüşlerinin yer aldığı mini söyleşimize yer verdik. Şimdi o sınavların sonuçları açıklandı, Bu defa dikkatimizi bu şehre, Antalya’mıza verelim…Bu köşedeki ilk yazımda; “kültürün, sanatın, tarihin tam da merkezindeyiz demiştim…Bu muhteşem şehirde evrensel eğitimin merkezi değerli Akdeniz Üniversitesi’nin sanat dallarındaki duruşu ile ilgili Sanat Eleştirmeni, uzmanlık alanı Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat olan Doç.Dr. Terlan MEHDİYEVA AZİZZADE’nin görüşlerini aktarmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Sevgili Hocamız,

*Akdeniz Üniversitesindeki görevinizden bahseder misiniz?

2000 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak göreve başladım. Bugün, Temel Eğitim Bölümü Başkanı olarak görev yapmaktayım. Bölümümüz ağırlıklı olarak fakültenin teorik derslerini yürütmektedir.,

*Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne (resim bölümüne) girmeye hazırlanan gençler neden üniversitenizi  seçmeliler?

Güzel bir soru; Antalya genelde Türkiye’de daha çok turizmin başkenti olarak anılıyor, ancak bu şehre bu unvanı kazandıran aslında sahip olduğu tarihsel ve kültürel altyapısıdır. Antalya yaşayan bir müzedir, taşı toprağı sanattır. İşte bu sebepten Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin tüm bölümlerini sevgili öğrencilere tavsiye ederim. Antalya ve çevresinde kafanı nereye çevirirsen kültür, sanat görürsün, yeter ki vizyonlu, eğitim süresince bakmayı değil görmeyi öğrensinler. Bu bilgileri alabilecekleri evrensel düzeyde  sanat eğitimi veren akademik kadrosu olan bir fakülteyiz.

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi; misyonunda belirtildiği gibi, ülkemizin ve bölgemizin sahip olduğu tarihsel ve kültürel altyapıyı, güncel gelişmeler çerçevesinde yorumlayabilen tasarımcılar ve akademisyenler yetiştirmek için elinden geleni yapıyor.

*Üniversitenizde GSF resim bölümündeki öğrencilerinize ve yeni mezunlara  önerileriniz nelerdir?

İçinde yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde mezun olan ve GSF’nin herhangi bir bölümünü tercih eden öğrencilere öneri sunmak hem zor hem de kolaydır diyebilirim.

İlk önce neden zordur; her yıl olduğu gibi bu yıl da pırıl pırıl gençler mezun ettik. Son eğitim öğretim döneminin ne kadar zor geçtiğini hepimiz biliyoruz. Bu COVID19 Pandemi süreci ilk önce psikolojimizi alt üst etti ve etkisi aynı şekilde devam ediyor. Genç, dinamik aralarında gerçekten çok yetenekli öğrenciler var. İsteyerek, severek, ancak ailenin desteğini alan öğrencilerimizin yanı sıra, uzun mücadele ve sıkıntılar atlatarak kazanmış öğrencilerimiz de az değildir.  Aile baskısından ve başka sebeplerden zamanında eğitim alamayan, ileri yaşlarda fakültemizin farklı bölümlerinde eğitimlerini başarıyla tamamlayan dereceyle mezun ettiğimiz bugün sanatçı kimliğini kazanmış çok öğrencimiz var.

Burada sanat yapmak ve sanatçı olmanın zorlukları konusuna da değinmek isterim: Bir ülkenin düşünce hayatının sonucu olarak ortaya çıkan sanat eserleri, o ülkede yaşayan toplumun vücuda getirdiği kültürel birikimin en dolaysız örneklerini teşkil eder. Sanatçıların ortaya koyduğu bu eserler ise bir dizi mücadele, çaba, acı, mutluluk, kabul ve reddedişten geçer. Bu zorlu süreci hemen hemen dünyanın tüm sanatçıları yaşamaktadır, ancak Türkiye’de bu süreç çok daha sancılı geçiyor. Toplumun kültür ile ilişkisi ne kadar düşük olursa, zamanla sanatı gereksiz bulan bir topluma dönüşürüz. Bu durum eğitim sisteminde Resim, Müzik derslerinin boş geçmesine ve sanatsal anlamda gerilemeye sebep oluyor. Ailelerde de bu dersler önemsiz dersler olarak görülür.

Sanat adı altında yapılan işler boş, sanatçılar ise boş işler yapan insanlar olarak görüldüğünden, çocuğu çok istese bile hemen hemen her aile bu duruma karşı çıkıyor. Ne yazık ki hal böyle olunca toplumda genel olarak sanatçı algısı çok yanlış değerlendiriliyor ve sanatsal değeri yüksek olan gerçek işlere yeterince ilgi gösterilmiyor. Toplumun dayattığı beklentileri karşılayamam korkusu ile gerçekten yetenekli insanlar bile sanatsal bir iş yapmaktan vazgeçiyor. Mezuniyet aşamasında olan son sınıf öğrencilerimiz bu korku ve kararsızlıkla kendilerini boşlukta hissediyor bir süre. Özellikle bu yıl doğal olarak son sınıf olmanın mezuniyet vs. heyecanını yaşayamayan sevgili öğrencilerimiz büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bu günlerde biraz buruk duygularla mezun öğrencilerimiz şaşırmış ve bu süreci atlatmaya çalışıyorlar.

Her dönemin kendi tavrı, kendi bakışı ve duruşu vardır. Dünya sürekli bir değişim içindeyken sanatın bir noktada durması gibi bir olasılık yoktur. Sanat tarihi boyunca her zaman sanatın gelişimi insanın düşünsel ve sanatsal gelişimiyle paralel gitmiştir.

Peki bu zor günlerde mezun ettiğimiz gençlere her hangi bir kurum tarafından bir destek, teklif geldi mi; ben duymadım….Kendi başlarına çırpınarak ortada kalıyor çoğu. Zaman zaman biz hocalardan destek istiyorlar. Herhangi bir sanat atölyesinde asistanlık yapmak, düşük ücretle çalışmak vs. Bizler de elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz, ancak bu yeterli mi sizce…

Antalya’daki sanat kurumlarının, belediyelerin bu gençlere destek amaçlı sanatsal etkinlikler yaparak daha yetenekli ve vizyonlu öğrencileri tespit ederek sahip çıkmaları lazım. Bu gençler bizim geleceğimiz, toplumun sanatsal, sosyal ve kültürel gereksinimini en üst düzeyde karşılayacak kişilerdir. Bu amansız boşlukta savrulmalarına izin vermememiz gerekir.

Şimdi de öneri sunmak neden kolaydır ona bakalım;

“Sanat Yazarı Sıtkı Erinç’in; “sanatçı toplumda sorun çözen kişidir” ifadesiyle devam etmek istiyorum.”

Küresel ve yerel çapta yaşanan ekonomik zorluklarda sanayi başta olmak üzere ticaret, hizmet ve turizm sektöründe yaşanan sorunlar gündemde. Tüm alanlarda olduğu gibi doğal olarak sanat alanında sorunlarla baş başayız. Bu sorunları nasıl aşmalıyız; yukarıda söylediğim düşünceye geri dönelim; mezun ve eğitim alan öğrencilere tavsiyem konu arayışında önce çevrelerine baksınlar. İç içe yaşadıkları kültürden yola çıkarak, yöresel, yerel, ulusal sorunu ele alırken bireyin ruhundan, bağrından koparak gelen bir ruh hissi izleyiciye aktarılır. İşte o zaman yapıt özgün olur ve bu konunun devamı gelir.

Yani sevgili öğrencilere  Türkiye’mizin her karışı sanattır, kültürdür, önce yöresel sorunları çözmekle başlayabilirler, sonrası onları götürür bir yerlere. İleride yerel kültürü irdeleyen başarılı mezun öğrencilerimizden örnek vereceğim

*Sizin görüşünüze göre Antalya'yı turizm başkenti özelliğine ek olarak plastik sanatlar alanında (civar antik  şehirlerdeki heykelcilik vs.yi de dikkate alırsak) bu yönde bir sanat merkezi haline getirmek için ne gibi çalışmalar yapmalı, varsa ne tür projeler planlanmakta? 

Kesinlikle Antalya bir turizm başkentidir, Antalya’da mevcut kültür ve sanat kurum ve merkezlerini hepimiz biliyoruz. Ancak bu kurumların yerel sanatçıları ve mezun genç sanatçı adaylarını ne kadar desteklediği tartışma konusu….

Antalya’da bir “Çağdaş Sanat Müzesinin” olmaması bu şehirde çözülmesi gereken ciddi problemlerden biridir. Antalya Arkeoloji Müzesi’ni hepimiz (Antalyalı olarak) biliyoruz. Bu müzenin konumu ulaşım açısından ister yerli ve isterse de yabancı ziyaretçiler için son derece uygundur. Müzenin arka bahçesinde yeterli kadar boşluk mevcuttur, burada “Çağdaş Sanat Müzesi” yapılması eminim ki, Antalyalı sanatçı ve sanatseverleri çok mutlu edecektir. Özellikle vurgulamak isterim ki, müze mutlaka yüzde otuzluk bir mekanı yerel sanatçılara ayırmalı. Bu düzenleme yerel kültürün gelişmesine katkı sağlayacağı gibi sanatçılara da büyük bir destek ve motivasyon olacaktır. Aynı zamanda hem görünürlük açısından, hem de ekonomik kalkınma açısından Antalya için bir artı olur.

Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından Türkiye’nin kültürel değerlerinin dünya çapında öne çıkarılması amacıyla başlatılan projeden sanatla az çok ilgilenen kişilerin haberi vardır. Bu bağlamda 2010 yılında Heykel Bölümünden mezun öğrencimiz sanatçı kimliğini kazanmış genç sanatçı Onur Fırat Fen’in bir projesi hakkında kısa bilgi verebilirim. “Medeniyet Blokları” seri çalışmalarla, 2020 yılında Antalya’nın Patara Antik kenti ile devam eden bir proje hâlihazırda devam ediyor. O.F. Fen bölgenin fiziki görünümünden yola çıkarak kadim bir atmosfer oluşturmaktadır.

 “Medeniyet Blokları” serisi, prehistorik dönemden günümüze uzanan Likya uygarlığından esinlenerek üretilmiş çalışmalardır. Anadolu’nun en kadim uygarlıklarından biri olan Likya uygarlığının, günümüzdeki kalıntılarının ve mimari izlerin görünürlüğü, Fen’in heykellerinde bellek katmanları barındırarak genç sanatçının yorumuyla şekillenmiştir. Antik dünyaya özgü Likya mezar taş mimarisi modern bloklar çerçevesinde oluşturulmasıyla, heykeller eski ve yeninin diyalektiğini oluşturmaktadır.

 Medeniyet Blokları Serisi, 2019

  

Medeniyet Blokları,2019,fiber glass kalıp,bronz,230x90x60cm

  

Medeniyet Blokları, 2019. Kompost, ahşap,60x110x110cm

Medeniyet Blokları,2019,fiber glass kalıp,bronz,50x50x30cm

 

İki ve üç boyutlu çalışmalar taş, bronz ve ahşap gibi malzemeler, kentsel yerleşime özgü estetik yaklaşım ve sosyal etmenler çevresinde şekillenerek eski çağlardan günümüzde referans vermektedir.

Likya antik kentlerinden esinlenerek ürettiği bu muhteşem çalışmaların yeni serisiyle genç heykeltıraş, Akdeniz uygarlıklarını insanlığın ortak kültür mirası olarak uluslararası etkinliklere taşımayı planlamaktadır.

Antalya’nın kültür kimliğinin, sosyal açıdan çağdaş sisteme yanıt verebilecek bu kentin sanatçı ve sanatseverlere verilen bu imkânı değerlendireceğine inanıyoruz.

*STK/Üniversite-GSF işbirliği için önerilerinizi alabilir miyiz?

Sivil Toplum Kurumları sadece üniversite değil, bölgedeki eğitim merkezleriyle iç içe olmalı. Özellikle Güzel Sanatlar Fakültesiyle özel bir iletişim bağları olmalı. Aksi olursa Sanat toplumdan kopar, bu da Sanatın gelişimini engeller. Zaten topluma yararlı bir hizmeti geliştirmek için kurulmuş bir kurum. İşte fırsat! öğrencilere, mezunlara destek olsunlar. Bu örgütler toplumun sanatla iletişimini mümkün kadar sıkı tutmalı, ortak projeler üretmeli, genç sanatçı adaylarına sahip çıkmalı. Antalya’da bu ilişki, ne durumda açıkçası umut verici çok fazla bilgiye rastlamadım.

Son olarak, mezun ve eğitimi devam eden öğrencilerime sanatçı kimliğini  birkaç cümle ile tanımlamak isterim!

Sanatçı; izleyicinin duyguları üzerinde bir etki, duygusal etkileşim yaratan kişidir!

Sanatçı; eseri aracığıyla izleyiciye bilgi veren, açıklamaya dayalı öğretmek amaçlı yapıt üreten kişidir!

Eseri aracığıyla kendi hikayesini izleyiciye aktarandır, Sanatçı!

Bilgi kazandıran, kavram ve fikir üreten kişidir, Sanatçı!

İletişim ve görselliği artırarak konu hakkındaki duyguları, düşünceleri değiştiren, güçlendiren, bilgiyi arttıran ve davranışları yönlendiren kişidir Sanatçı!

Ayrıca SANATÇI olmanın bir diğer gururlu kimliği de var: sanatseverler bu eserleri gönüllü olarak izlemeye gelir….

Anlaşılmayan sanatçı, değer görmeyen müzisyen olsanız bile “gururlu kimliğinizi” hep koruyarak sanatınızla bu topluma ışık tutmaya devam, sevgili öğrenciler.

Yolunuz açık, şansınız bol olsun….

 

Bir yandan COVID19a yakalanmadan sağlıklı kalmak için mücadele ederken, yeni normale alışıp eski normali rafa kaldırma fikrine alışma derdi ile boğuşan Z kuşağı üyesi gençlerimizin, ülkelerine hayırlı evlat olmalarını bekleyip, kulaklarına bir de dünya vatandaşlığını fısıldıyoruz. Sizin gibi değerli öğretim üyelerinin yol gösterici olduğu bir üniversitede yani Akdeniz Üniversitesi’nde hayalleri sanat dalları ise, yerlerini almalarını gönülden diliyorum.

 

Değerli görüşleriniz, önerileriniz, ayrıca başarılı çalışmalarınızla sanata gönül verenleri aydınlattığınız, yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.