ANTALYALI RESSAMLARDAN YEREL, ULUSAL, ULUSLARARASI İLE İLGİLİ DENEYİMLER; KEMAL ÇANKAYA, ERTUĞRUL HEPGÜZEL; HAMİYET ve MUSTAFA KÖSEOĞLU; MUSTAFA PİŞKİN İLE SOHBETİMİZ
“TAŞ YERİNDE AĞIRDIR, BUNA ŞÜPHE YOK; DİĞER YANDAN SANATÇININ HEM KENDİ HEM ÜLKESİNİN SINIRLARINI AŞMASI ” ÜZERİNE…
Sanatçı olmak, yaratıcılık, tutku ve vizyon gerektiren bir meslektir dersek yanlış olmaz sanırım; ancak sanatçıların sadece kendi kültürleri ve çevreleri ile sınırlı kalmak yerine ulusal, uluslararası deneyim kazanmaları ise, kanımca, kendilerinin hem kişisel hem de profesyonel gelişimleri için çok önemlidir. Özetle; bu konulara kafa yoran kişilerin üzerinde hemfikir oldukları nokta; sanatçıların farklı ülkelerdeki sanat ortamları ve akımları ile de ya da farklı ülkelerin sanatçıları ile aynı ortamları yerelde de olsa bir araya gelmeleri, burada konumuz resim sanatı; ressamların farklı kültürlerden, tekniklerden ve akımlardan ilham alarak sanatsal gelişimlerine katkı sağlayacağı nettir. Böylesi uluslararası ortamlara katılan sanatçıların kendi ülkelerinin sanatını tanıtma hem de diğer ülkelerin sanatını öğrenme, aynı zamanda sanatseverlerle ve meslektaşlarıyla iletişim kurarak sanat ağlarını genişletme fırsatı bulmaları da diğer faydalar olmaz mı?
Antalyalı 5 Sanatçı*; Y. Kemal Çankaya, Ertuğrul Hepgüzel, Hamiyet ve Mustafa Köseoğlu, Mustafa Pişkin…Sanatlarını farklı platformlarda, uluslararası sanat ortamlarında ya da o çok uluslu sanat ortamlarının üyeleri ile icra ederek, takdirle izlenmekteler.
Neredeyse her 2 yazının birinde değindiğim gibi; zengin bir kültür hazinesi Antalya’nın değerli sanatçılarının sınırları aşan deneyimleri, bu kentin sosyal hafızası için çok değerli. Bu etkinliklerin; şehirdeki Büyükşehir ya da ilçe “kent” konseylerinin sanat albümlerine geçmesi gerekir diye düşünüyorum ve Kent Konseyi Kültür Sanat Grubu üyesi olarak öneriyorum da.
SOKAKLARI KAĞIT ÜZERİNDE YAŞATAN SULUBOYA USTASI: Y. KEMAL ÇANKAYA
SULUBOYADA BAŞARILI BİR YÜKSELİŞ: ERTUĞRUL HEPGÜZEL
KÖSEOĞLU ÇİFTİ; DOĞADAN ESİNLENEN HAMİYET KÖSEOĞLU, DİNAMİK RENK VE FİGÜRLERİ İLE MUSTAFA KÖSEOĞLU
DALGALARIN RESSAMI; MUSTAFA PİŞKİN
Bu değerli resim sanatçılarının tabii ki, bugüne kadarki sanat yolculukları farklı olmuş ancak gelinen noktada sürekli üretiyor olmaları, sanatlarını her geçen gün bir üst noktaya taşıma çabalarını daha görünür kılıyor, o nedenle kendileri ile sohbette ortak sorularda ortak/farklı yaklaşımları izleyeceğiz.
Değerli Çankaya, Hepgüzel, Köseoğlu çifti, Pişkin; daha önce farklı sanatçılarla da üzerinde konuştuğumuz konuyu sizlerle de açmak isterim, buradan çıkacak mesajların ilgili yerlere ulaşacağından eminim.
1) Sizi ve sanatınızı izleyenler tanıyorlar, özgeçmişleri buradan paylaşmak yerine (yazı sonunda sosyal medya hesaplarınızın bağlantılarına yer vereceğimden ayrıca özgeçmişleriniz bu yazıda yer almayacak, zaten ilgili mecralardan ulaşılabilir diye düşünüyorum); kendinizi, icra ettiğiniz sanat dalı çerçevesinde tek bir kelime ile nasıl tanımlarsınız? “yenilikçi”, “eskici” “modern” “meraklı” vb gibi?
Y. Kemal Çankaya> Ben kendimi sizin sunduğunuz seçenekler içinde daha çok “meraklı ”İle bağdaştırıyorum. Bana göre her şey merak etmekle başlar.
Ertuğrul Hepgüzel> Kendimi meraklı ama biraz da eskici olarak tanımlayabilirim.
Hamiyet Köseoğlu> Bir sanatçı için sanatında çağı takip etmek, gelişim ve değişime açık olmak kaçınılmazdır. Resmimde bir arayış daima vardır, dolayısı ile kendimi yenilikçi diye tanımlayabilirim.
Mustafa Köseoğlu> Dünyada ilerlemeyen, gelişmeye, çağdaşlaşmaya ayak uyduramayan geri kalacağına göre, ben de sanatımı daha ileriye taşıma, daha çağdaş olmak eğilimleri takip etmek ve yenilenmek ihtiyacını hep duymuşumdur. Bu yönümle bir bakıma kendimi yenilikçi olarak tanımlayabilirim.
Mustafa Pişkin>Ben değişime açık olmayı destekliyorum, kendimi arayışçı, değişimi destekleyen, devamında yenilikçi olarak niteleyebilirim.
2) Antalya’daki resimle ilgili sanat ortamı, Antalya’daki bu ortamın avantajları ya da eksiklikleri konusunda sizlerin kişisel görüşlerinizi alabilir miyim?
Y. Kemal Çankaya> Buradaki sanat ortamını zayıf olarak nitelendirebiliriz, ancak bir çok yönümüzün ortak olduğu arkadaşlarımızla kendi ortamımızı oluşturup orada daha keyifli yaşıyoruz.
Ertuğrul Hepgüzel> Antalya'daki sanat ortamının en büyük avantajı; sanatçılarının birbirine olan bağlılığıdır. Eksiklik ise uluslararası festival, çalıştay, atölye çalışmalarının olmaması. Bunları yapabilecek sponsor, kurum ve belediyelerin desteklerinin azlığı.
Hamiyet Köseoğlu> Antalya’daki sanat ortamını gezdiğimiz ve gördüğümüz diğer yerlerle kıyasladığımızda maalesef yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Kültür kurumları ve yerel yönetimler sanat ve sanatçıya gerekli ilgiyi göstermiyorlar. Antalya sanatçılarının il dışı başarıları onları yeterince ilgilendirmiyor.
Mustafa Köseoğlu> Antalya'da olması gereken düzeyli bir sanat ortamı olmadığını düşünüyorum. Sergileme alanları yetersiz. Özel profesyonel galeriler yok. Kurumların ve yerel yönetimlerin sanata bakışı ve desteği yetersiz. ATSO sergi açılışlarına sanatçı kimliği yakalamış sanatçılar dahi davet edilmezler. Kimi yerde sergi açmalarına izin verilmez. Hatta kurumların bir sanatçı listesi dahi bulunmaz. Yerel sanatçıyı keşfetmek gibi bir kaygıları ya da işlevleri yok. Antalya'daki bu mevcut durumda sanatın gelişmesi beklenemez. Antalya' lı sanatçılar yurtdışında ya da yurtiçi başka şehirlerde gördükleri ilgi ve alakayı maalesef kendi şehirlerinde göremiyorlar. Haliyle kendi çabaları ile sanatlarını sürdürüyorlar. Antalya kenti için sanatçılarımızın sınırları aşan deneyimlerinin bir öneminin olduğunu sanmıyorum.
Mustafa Pişkin> Antalya ülkemizde hızla gelişen nüfus alan bir ildir. Bu hızlı gelişme ise kozmopolitik bir yapı oluşmaktadır. Bu yapı ile yerleşik kültürünü oluşturamamış olan ilimizde, yerel yöneticilerimiz her ne kadar uğraşı verseler de, maalesef sanat olgusu ve ilgisi de, toplumumuzun eğitim ve kültürel eksikliğinden dolayı tam olarak gelişmemiştir.
3) Katıldığınız uluslararası sanat ortamlarından bahsedebilir misiniz? Bu ortamlara hangi yol ve formalitelerle başvurduğunuzu, katıldığınızı özellikle öğrenmek isteriz.
Y. Kemal Çankaya> Haliyle bazı sanatsal etkinliklere katıldım, tamamı yurtiçi olmak üzere, bazıları yurtdışı konukların da katıldığı etkinliklerdi. Bu gibi etkinliklere davet edilerek dahil olabilirsiniz. Başvuru yaparak kayıt olabileceğiniz etkinlikler değildir. Yaptığınız sanat dalında yeterli olgunluğa erişip bir hayli de değişik sanatçı ile ilişki kurduğumuzda davet edilmeniz olasıdır.
Ertuğrul Hepgüzel> Katıldığım uluslararası sanat ortamları küratörler aracılığı ile olmakta, dalında başarılı olan sanatçıları davet etmektedirler.
Hamiyet Köseoğlu> İl dışındaki sanat etkinliklerine, etkinliği yapan sponsor kurumların daveti üzerine katılıyoruz. Örneğin 1-8 Ağustos’ta Mersin Mezitli belediyesinden çalıştay daveti aldık eşimle katılacağız. 5 kez Yurtdışı ,40 civarında yurt içi sanat etkinliğine ve atölye çalışmalarına katıldık.
Mustafa Köseoğlu> Yurtdışı (5) ve yurt içi (40) civarı çalıştaya katıldık. Türkiye’de 50 den fazla nitelikli özel galerilerde ve ciddi kurumlarda kişisel resim sergisi açtım. Birçok ilklere imza attım. İlk atölyeyi açmaktan tutun. Antalya’nın serigraf baskıları, Antalya’nın çizgi kartpostallarını üretmek, ilk desen sergisi, düzenlediğim küçük işler sergisi, sevgililer gününde açtığımız çiftler sergisi gibi. Sanat galerilerine başvurarak sergi açtığımız gibi bazılarında galeriden gelen teklifle de sergi açtık. Çalıştaylarda ise düzenleyen küratör bir ekip listesi hazırlar sanatçıyla görüşüp olur alır ve listesini sponsor kuruma bildirir. Kurum size davet yazısı yollar. Kısacası bizim isteğimizle değil davet üzerine katılıyoruz. Yani ekibe seçilmek gerekiyor. Çeşitli kurulan resim müzelerine resim istemişlerdir. Bu da davetle olur. Mesela Gazi Eğitim Üniversitesi resim bölümüne müze kurdular. Bugüne değin belki 50 bin kisi mezun olmuştur. 150 kişinin resmi var. Bu seçilmekle ilgili. Şu anda rektörlükçe benden istenen bir resmim de müzede, bundan gurur duyduğumu da ayrıca belirtmeliyim.
Mustafa Pişkin> Merkezi Ankara’da bulunan üyesi bulunduğum SAKÜDER (Sanat ve Kültür Derneği) her yıl özellikle uluslararası boyutta ve yurt içinde belirli şehirlerde zaman zaman sanat temalı geziler düzenlemektedir. Son olarak Haziran ayı içerisinde, Benelüks ülkeleri gezisi kapsamında, Paris yakınlarında bulunan ünlü ressam Claude Monet’nin müze olarak kullanılan evi yanında resim çalıştayı ile, yine Paris merkezde bulunan Anadolu Kültür Merkezi sanat galerisinde, T.C Paris büyükelçisi Prof. Dr. Kerem ALKIN ve Konsolos Tanel BUZO’ un katılımları ile düzenlenmiş olan karma resim sergisine iki eserimle ben de katıldım. Sergi gerek Fransız vatandaşları ve gerekse Fransa’da yaşayan Türk vatandaşlar tarafından oldukça ilgi gördü. Ayrıca yine SAKÜDER in Temmuz ayında İzmir’de bulunan Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde düzenlemiş olduğu karma resim sergisine yine Paris’teki çalıştayda yapmış olduğum eserimle katıldım. Eserim ilgi görmüş olmalı ki aynı tarzda ve daha büyük ebatlarda olmak koşulu ile Ekim ayında Azarbeycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek olan resim sergisine katılmam istendi…
4) Eserlerinizin hedef kitlenize ulaştığını düşünüyor musunuz? Eserlerinizin yurtiçi/yurtdışında beğeniye sunulması ve/veya satışa çıkması konusunda nasıl bir yol izlemektesiniz?
Y. Kemal Çankaya> Sosyal medya etkisiyle umduğum çoğunluğa eriştiğimi söyleyebilirim ve bu kitleyi aktif olarak bünyenizde tutmak için de devamlı üretip sosyal medyada paylaşımlar yapmalısınız. Sonrasında satış kaçınılmaz olarak gerçekleşir tabii ki kaliteli işler ile bu noktaya erişebilirsiniz
Ertuğrul Hepgüzel> Eserlerimin hedef kitleye ulaştığını düşünüyorum. Satışlar ise genellikle sosyal medya üzerinden olmaktadır
Hamiyet Köseoğlu> Türkiye'deki son dönemde müzayedelerin artmasıyla resim satışlarında bir ivme yaşanıyor ama yine de yeterli değil. Hedef kitleye ulaşabildik diyemeyeceğim.
Mustafa Köseoğlu> Eserlerimle son iki yıldaki pandemiyle başlayan Türk resmindeki kazanılan ivmeye paralel olarak hedef kitleme ulaştım diyebilirim. Ancak sanatta hedefin sonu yok. Zaten özel galerilerde sergi açarsanız para ödemeden zaten resim piyasanız oluşur. Çünkü özel galeriler ilgi görmeyecek sanatçıya sergi vermezler. Maalesef yurt dışına açılamıyoruz. Birçok nedeni var. Benim yabancı dilim yok. Türk resmî kurumlarının olumlu yaklaşmamaları, Türkiye'nin şu an PayPal sisteminde olmaması gibi faktörler işi zorlaştırıyor. Bu iş sanıldığı gibi kolay değil. Üreten sanatçı; çalışmalarını galeri ve müzayedelere göndererek kendi şansını yaratmalıdır.
Mustafa Pişkin> Eserlerimin hedef kitleye ulaşması tam değil tabii ki. Her ne kadar sosyal medyayı kullanmış olsam da sosyal medyada iletiler, sistemden olsa gerek, sınırlı kalmakta. Basın kanalı ile hedef kitleye ulaşımın daha pratik olacağı malumdur.
5) Yeni nesil diye adlandırabileceğimiz dijital sanatla ilgili görüşleriniz nelerdir? Sizlerin bu yönde bir atılımınız var mıdır? (NFT; Yapay zeka ile resim sanatı vs. gibi)
Y. Kemal Çankaya> Ben bu treni kaçırdığımı düşünüyorum ama gençler için dijital ortam kullanılması gereken bir platform.
Ertuğrul Hepgüzel> Dijital sanatla ilgili tabi olabilir fakat ne kadar sanatsal değeri vardır tartışılır.
Hamiyet Köseoğlu> Bilgisayarda üretilen bazı işleri severim. Yapay zekâ ürünlerini ruhsuz ve coşkusuz buluyorum. Aynı zamanda sanatın geleceği için bir tehdit unsuru olarak algılıyorum. Zorlukları nedeniyle NFT resim ortaya koyamadık henüz.
Mustafa Köseoğlu> Sanatta bilgisayardan yararlanmaya evet, NFT zor ve masraflı bir olay kripto para ile yapılıyor, yapabilenler çok az sayıda, yapay zekâyı ise tasvip etmiyorum. Hissetmeden, ruhsuz, estetikten yoksun bir üretim olarak görüyorum. Ayrıca sanat ve sanatçıya darbe vuracak bir eylem olarak görüyorum.
Mustafa Pişkin> Günümüzde çok konuşulan dijital sanat konusunu inceleme fırsatım olmadı ama algıladığım kadarı ile yeni nesil teknolojimiz bilgisayar programlanmış becerisi ile oluşan bir resim olduğu kanısındayım. Yani yapay bir sanat modeli diye düşünüyorum. Kendi görüşüme göre; sanat bir evrensel olgudur. Sanatçının duygu ve düşüncelerini her türlü materyallerle her türlü zemine arzu ettiği teknik ile aktarımıdır. Dolayısı ile bilgisayar ortamında oluşturulan sanatın gerçek sanat olmadığı kanısındayım. Tabii bu benim düşüncemdir.
6) Bugün resim sanatına ilgi duyan yetenekli bir gence önerileriniz neler olur? Yurtdışına açılması konusunda destekler misiniz?
Y. Kemal Çankaya> İlgi duyup meraklı olanlar zaten olağan rotada ilerleyecektir. Sırası geldiğinde yurtdışına açılmak gerekiyorsa yapacaktır. Bizlerin vereceği tavsiye çok basit görünebilir ama “çok çok çalışmak” olacaktır.
Ertuğrul Hepgüzel> Yetenekli gençlere önerim çok çalışmaları, daha sonra tarzını bulduğunda kapılar açılacaktır.
Hamiyet Köseoğlu> Yetenekli gençlere başarılı ve usta ressamları izlemelerini, çok çalışmalarını, ulusal/uluslararası çalıştay/yarışma vb. olasılıkları takip etmelerini ve çağın olanaklarını yeterince kullanmalarını öneririm. Örnek vermem gerekirse; zorluklarına rağmen; Taipei sanat fuarı yarışmasına katıldım, ödül veya satış olmasa da resmim sergilendi ve bu, kendi adıma; önemli bir deneyim oldu. Ekonomik olarak masraflı olduğunu kabul ediyorum ancak sanata gönül veren gençlerin her türlü olasılık ve imkanı zorlamaları gerekir diye düşünüyorum. Başarılı gençleri elbette takdir eder, kutlarız.
Mustafa Köseoğlu> Gerçekçi olmak lazım; Antalya'da yaşayan kaç tane genç Istanbul ya da Ankara’ya açılmıştır? Yurt dışını tavsiye edelim. Elbette başaranları kutlar sanat adına mutlu oluruz. Ben iki defa Taipei sanat fuarına resim gönderdim. İşin formalitesi bir ayrı masrafı bir ayrı, PayPal olmadığı için para almak da ayrı bir problem. Sanata yetenekli bir gence inandığı şeyi yapmasını, çok çalışmasını ve internet ortamı gibi bir “derya”yı güzel kullanmasını öneririm.
Mustafa Pişkin> Genel anlamda geçim derdine düşmüş bir toplum olarak, sanattan uzak kaldığımız inkâr edilemez. Sanat konusunda yerleşik kültüre sahip çok sayıda ülkelerde sanat tarihten bu yana var olmuştur. Dolayısı ile; yeni nesle, kişisel olarak önerim, mümkün olan her türlü imkanı zorlayarak bizzat bu ülkeleri gidip gezmeleri görmelerini ve incelemelerini öneririm.
7) Son dönemde farklı ülkelerden sanatçıların Antalya’da yaşamaya başlayan sanatçıların Türk, Antalya sanat ortamına nasıl katkıları olmaktadır? Ne şekilde iş birlikleri öneriyorsunuz?
Y. Kemal Çankaya> Ben iletişimi düşünemem buraya yerleşen yabancılardan sanata ilgi duyanlar tahminimce gerekli yerleri arayıp buldular bizim fazla bir şey yapmamıza ihtiyaçları olduğunu sanmıyorum. Zaman içinde sanat ortamı diye adlandırdığımız toplulukta yabancıları da sıklıkla göreceğiz ya beraber ya da kendi kendilerine çalışıp ürettiklerini bir şekilde topluma sunmak isteyeceklerdir.
Ertuğrul Hepgüzel> Antalya'daki yabancıların sanat ortamına biraz daha hareket ve dinamizm getirdikleri bir gerçektir; bu sanatçıları meraklı, hırslı, çalışkan ve resim yapan kişiler olarak tanımlayabilirim.
Hamiyet Köseoğlu> Burada yaşayan yabancı sanatçılarla elbette birlikte sanat etkinliklerinde yer alırız. Teknik ve bilgi alışverişinde bulunuruz. Hatta 2 sefer Konyaaltı’nda suluboya çalışmaları yaptık. Zaman içinde iş birlikleri daha da gelişir diye düşünüyorum.
Mustafa Köseoğlu> Antalya’daki yaşayan yabancı sanatçılarla entegre olmalıyız. Birlikte sanat etkinlikleri düzenlemeli, bilgi ve teknik paylaşımına olanak verecek çalışmalara yer verilmelidir. Fuar, festival gibi etkinlikler birliktelikler için iyi fırsatlardır diye düşünüyorum
Mustafa Pişkin> Son yıllarda, farklı ülkelerden gelerek, Antalya’da yaşamaya başlamış sanatçıların, sanatçı olmalarında daha çok özel koşullarından Antalya’da oldukları, dolayısı ile meslekleri gereği sanatla uğraşı verdikleri kanısındayım. Her ne kadar farklı ülkelerden gelmiş olsalar ve sanatları bizim sanat anlayışımızla bazen çelişse de sanat sanattır.
Kısacası “sanat evrenseldir”.
Değerli sanatçılar, birbirinden farklı görüş/yaklaşımlarınızı içtenlikle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Bu sohbet saatlerce sürebilir, bu konuların üzerine sayfalarca yazabiliriz, burada amacımız; gözlemlerinizin, görüşlerinizin, deneyimlerinizin, önerilerinizin, resim sanatında yerelin, ulusalın ötesine geçme planı olan her resim sanatçısına bir ışık tutacağına şüphe yok. Bahsi geçen konular; ayrıca ortamı samimiyetle geliştirmek isteyen ilgili resmi makamlara da yön göstermeleri açısından son derece önemli.
“Bu yazıda, bir kez daha, (önceki yazılarda da dikkati çektiğimiz gibi) ortak ana maddelerin; Antalya’da profesyonel sergi, galeri alanlarının azlığı, zor ulaşılabilir olması, yerel sanatçıların kendi kentleri dışında ilgi ve değerli görürken, yerel otorite ve resmi sanat çevrelerinde hak ettikleri gerekli önemin/dikkati çekemiyor oluşları, kentte resim sanatında farklı seslerin buluşabileceği ortak bir sanat platformunun gerçekte olmadığı…”
Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi; Antalya Kent Konseyi, Kültür Sanat Grubu (bir STK temsilcisi olarak) üyesi, çeşitli sanat dernekleri ve STK üyesi ve önceki profesyonel deneyimim ile Antalya’daki sanat ortamında gönüllü bir sanat dostu; çağdaşça yaşamayı benimsemiş bir vatandaş olarak; kendi üzerime düşeni yapacağım, ilgili yetkililerle bu konuları paylaşacağım, hiç şüphesiz. Çözümler, iyileştirmeler nelerdir, belki hep birlikte buluruz...
*Sanatçıların isimleri yazıda, soyadlarına göre alfabetik sırada yer almıştır.
Çalışmalarınızda başarılar dilerken eserlerinizden ve atıldığınız çalıştaylardan fotolar ve aşağıda sizlere ait dijital ortam adreslerinizi okuyucularımızla paylaşmak isteriz.
Ertuğrul Hepgüzel İletişim:
e-posta: ertugrul.hepguzel@gmail.com, Atölye Elmalı Mah.. 7. sok Zaman İş Hanı Kat:4 daire 38 Muratpaşa-Antalya
instagram : ertugrul_hepguzel_art, facebook : Ertuğrul Hepgüzel
Hamiyet/Mustafa Köseoğlu İletişim:
e-posta: ressamkoseoglu@hotmail.com Atölye: Köseoglu Sanat Atölyesi Muratpaşa/Antalya instagram: Hamiyet Köseoğlu : koseogluhamiyet, Mustafa Köseoğlu: mustafakoseogluart
Mustafa Pişkin İletişim:
e-posta: emustafapiskin@icloud.com, instagram : mustafapıskın07
Y. Kemal Çankaya İletişim:
instagram: cankaya.artpage
FOTO GALERİ :
Y. Kemal Çankaya
ERTUĞRUL HEPGÜZEL
HAMİYET KÖSEOĞLU
MUSTAFA KÖSEOĞLU
Mustafa Pişkin