Bir vatanın sahibi olmanın yolu o topraklarda yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanıma ve sahip olmaktan geçer.” Mustafa Kemal Atatürk
GoArtClub’a giriş yazısı ile, bir stratejik planlamacı olarak amacım, bu konuda bilgi ve bilincin artırılmasına katkıda bulunarak geleceğe şekil verme arzusudur.
Açık bir müze olan Türkiye’nin soyut, somut kültürel varlıklarının kayıt altına alınması, tescil, restore edilmesi ve ardından bizden sonraki kuşaklara aktarılması için korunması hususu , ülkemizde bir çok saygın bilim insanı tarafından kritik bir konu olarak ele alınmıştır .
Türkiye’de kültürel varlıkların restorasyonu ve korunması alanının öncüsü Prof. Dr. Cevat Erder, Tarihi Çevre Algısı adlı kitabında kültürel varlıkların zamanla gelişen ve değişen anlamlar kazandığının 1964 yılında kabul edilen Venedik Tüzüğü Madde 1’de: “Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir gelişmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar”şeklinde tanımlandığına dikkat çeker. İngilizcede heritage, latincede patrimoine olararak kullanılan bu kavramın 1982 Anayasamızın 63. Maddesinde en doğru şekilde ifade edildiğini belirtmiştir: “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar”. Bu ifade ile korunacak şeyi miras ve emanet gibi katı bir nesne olarak değil, ömrü olan, yaşayan bir varlık niteliği vurgulanmıştır.
Türkiye, tarihi boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, zengin bir kültürel varlığa sahip bir ülkedir. Bu varlıklar sadece taşınabilir objelerden değil, aynı zamanda binalar, arkeolojik alanlar ve doğal peyzajlar, gibi çeşitli unsurlardan oluşur. Bunların tespit edilmesi, kayıt altına alınması ve korunması hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur.
Türkiye, UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’sine 1983 yılında taraf olmuştur. 1972 Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi’ne göre oluşturulan ve Dünya Mirası Komitesi (DMK) tarafından belirlenen Dünya Mirası Listesi'nde Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen 1199 miras yer almaktadır. Bunlardan 933’ü kültürel, 227’si doğal ve 39’u karma (doğal ve kültürel) miraslardır. Türkiye’nin bu listede 19’u kültürel, 2’si karma olmak üzere 21 miras alanı bulunmaktadır:
2023 yılı itibariyle Sözleşmeye Taraf 195 Devletten 186’sının UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde miras alanları yer almaktadır.
Türkiye’nin Geçici Listede ilki 1994 yılında sunulan ve son olarak 2023 yılında güncellenen şekliyle 75 kültürel, 4 karma ve 3 doğal olmak üzere toplam 82 mirası bulunmaktadır.( https://www.unesco.org.tr/Pages/125/122/UNESCO-D%C3%BCnya-Miras%C4%B1-Listesi)
Cumhuriyetimiz’in kurucusu Atatürk, tarihimiz, kültürel varlıklarımızın tespit edilmesi ve korunması konusunda son derece önemli
adımlar attı. Bu çalışmaları anlatan, ilk sayısı Temmuz 1933’te çıkan, giriş yazısını dönemin milli eğitim bakanı Dr. Reşit Galip’in yazdığı, Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi’ni bir sonraki yazımda inceleyeceğiz.