“Şüphesiz dünyanın en güzel şehri Antalya”da Shabnam Majd, Mahrokh Fouladian, Anahita Amiri, 3 İranlı Kadın Ressam
“Türkiye, konumu itibarı ile bulunduğu coğrafyada stratejik öneme sahiptir. Avrupa-Asya arasında bir köprü görevi üstlenmiştir” ifadesi; bu ülkede yaşayan her birimizin, en kolay hatırlayacağı, çok iyi bildiği tanımlamadır.
Hepimizce de malum, Türkiye, işte tam da bu özelliği ve bulunduğu coğrafyanın kültür zenginliği sayesinde bölgesinde çok önemli bir konumdadır.
Bu coğrafyada yerleşmiş, bu coğrafyada hüküm sürmüş, bu topraklardan göçmüş ama izlerini bırakmış onca insan topluluğunun her bir Türk vatandaşındaki yansımasını yok saymamız mümkün değil. Bölge itibarı ile, oldukça hararetli oluşumlara tanık olmaktayız doğal olarak. Her türlü hareketlilikten sadece komşularımızın vatandaşları değil bizler de direkt etkileniyoruz, bu kaçınılmaz. Kültürel zenginliği ile önemli, hem de kucaklayıcı bu topraklarda şu anda da bölgedeki hareketlilikten etkilenen ve misafir ya da yerleşik pek çok farklı ülke vatandaşı mevcut. Antalya; son dönemde bu yönde tercih edilen kentlerden biri oldu. Bu yazımla, bu kentte resim dalında faaliyet gösteren 3 İranlı Sanatçı Kadını takdim etmek istiyorum. GÜSAD aracılığı ile yollarımız kesişti. Uzun süreden beri “çalışmaları ile ilgili paylaşımlar yapsak ne iyi olur” derken; Iran’da, bir süredir, ortaya konan büyük mücadele bu yazıya ilham oluşturdu.
Kendilerini burada kısacık tanırken, eserlerini de yazımın sonunda paylaşmak ve bu genç sanatçıların resim sanatı ile ilgili görüşlerini iletmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Bu duyarlı 3 İranlı kadın ressamla sanatları ve Antalya’daki sanat ortamı üzerine soru/ cevap formatında, deyim yerinde ise, “yazılı” sohbet ettik.
Kendiniz tanıtır mısınız? Resim ne zamandan beri hayatınızda? Ne kadar süredir Antalya’dasınız? Antalya’da resim sanatı ile ilgili izlenimleriniz, gelişimi için önerileriniz?
Shabnam Majd 1978 Tahran doğumlu, 2017 ‘de Antalya’ya gelmiş “İç tasarım mimarlık ve grafik eğitimleri alan sanatçı; İran -Irak savaşı sırasında göç etmek zorunda kaldığı Fransa’da resimle ilgili çocukluğundaki ilk esinlenmeleri ve denemelerinden bahsederek; o yıllardan şöyle söz ediyor, “Fransa farklıydı ve başka bir ülkede daha fazla özgürlüğe sahip olduğumuzu anladık, farklılıklar gördük. Teyzem Paris'teki Louvre Müzesi'nde çalışıyordu, müzeyi ziyaret etmek beni son derece heyecanlandırıyordu. Sanat tarihine aşina olduğumda 13 yaşındaydım. Usta Zinde Rudi'yi *tanıdım ve hat/resim kombinasyonunun güzelliğini fark ettim. Resim tekniklerini ve stillerini öğrenmeye başladım. Profesör Alireza Sedekdar* bana kalem tutma cesaretini ve gücünü öğretti. Grafik okuduktan sonra, resimlerime afiş gibi mesajlar ve anlamlar eklendi. Duygularımı ve deneyimlerimi, sevinçlerimi ve öfkelerimi, isteklerimi, yapacaklarımı ve yapamayacaklarımı çizdim... İran'da diğer sanatçılar gibi ben de oto sansür uygulayarak, kendimi sınırlıyordum. Öğrenim hayatım boyunca festivallere, yarışmalara katıldım ve tüm bu zorlama sansüre rağmen birçok başarı elde ettim. Eğitimimi tamamladıktan sonra tekrar göç ettim ve yaklaşık 18 yıl boyunca Birleşik Arap Emirlikleri'nde Dubai'de yaşadım. Birçok sanatçıyla tanıştım ve sanatta yeni bir tarz olan modern takı tasarımı alanlarında Kia Gallery ile çevrimiçi çalışmaya başladım. İç tasarım mimarlık eğitimime dayanarak, Brand One Art Work ile çalıştım. Resim ve kaligrafinin birleşiminden her zaman ilham almışımdır. Noor Gallery ile çeşitli sergiler düzenledim, Tashkeel galeri ve Dubai Index'te Noor ve Style Project'i uyguladım. Ve yine göç… Yaklaşık 5 yıl önceki kış mevsiminde Türkiye'ye ilk adımımı attım ve bu tercihimden çok memnunum. Çünkü kendimi burada bir yabancı olarak görmüyorum. Atatürk'ün ülkesinde kadınlara verilen değer ve haklardan yararlanarak, artık kendimi ifadelerimde sansürlenmeden aşkla resim yapıyorum. Resimlerim ve çalışmalarımda kavramları ifade etmek için en etkili teknikleri kullanıyorum. 18 yıl çok kültürlü ülkelerde yaşadım ve farklı ülkelerin sanatsal faaliyetlerini gördüm ve rahatlıkla söyleyebilirim, Türkiye’deki hareketli sanat ortamını çok seviyorum Türkiye’nin sanata değer veren bir ülke olduğunu gözlemliyorum.
Antalya ve bu şehirdeki sanat ortamı ile ilgili de Majd’ın görüşleri şöyle; Antalya kültür ve sanat turizmi şehri olma potansiyeline sahip çok güzel bir şehir. Şehre ait sanatla ilgili uluslararası bir fuar düzenlemek, sanat festivalleri ve yarışmalar düzenlemek, sanatçıları ve sanat derneklerini tanıtmak ve desteklemek, Antalyalı sanatçıların diğer şehir ve ülke fuarlarına katılmaları, dolayısı ile bu şehir sanatçılarının Türkiye’nin tümü ve dünya ile daha yoğun iletişim içinde olması; güzel Antalya'mızın sanat alanında gelişmesinin en kolay akla gelen yolları olabilir.
Shabnam Majd instagram : @art_shabnam-majd
Mahrokh Fouladian ise; 1982 yılında Tahran’da doğdu. Nowshahr Marlik Sanat Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde lisans eğitimi aldı ayrıca Alborz Payam Noor Üniversitesi Genel Psikoloji Bölümü lisans derecesi almış olan Fouladian, İran ve Türkiye’de birçok karma sergiye katıldı ve Antalya da iki kişisel sergi açtı. Sanatçı; yaşlı insanlar için resim ve el sanatları öğretmeni olarak Iran’da ( Kahrizak Gündüz Bakım Evi’nde) ve çocuklar için (sokak ve yetim çocuk destek merkezinde) çalıştı.
Mahrokh kentimizdeki yaşamı ile düşüncelerini de şöyle paylaşmakta;
“Antalya'da yaşamayı seviyorum sanat hayatıma katkılarından çok memnunum. Özgür ve serbest resim tarzımı bu şehirdeki sanatseverlerle paylaşmayı seviyorum. Eserlerimle, kendimi daha iyi ifade ederek içinde bulunduğum ortamla ortak duygularımızı paylaşma hedefim var. Türkiye'deki sanat hayatına katkıda bulunabilmekten onur duyuyorum. “
Antalya ve bu şehirdeki sanat ortamı resim sanatı ile ilgili görüşlerini şu şekilde dile getiriyor sevgili Mahrokh Fuladian; “Antalya da resim sanatına olan ilginin büyük bir kısmı turistler ve 40 yaş üzeri sanatseverlerin oluşturduğunu gözlemliyorum bunun daha genç kuşağa yayılmasını sağlamak gerekiyor.
Bir ressam olarak; resim sanatının kısıtlı bir teknikle değil de özgürce kalıplardan sıyrılmış bir şekilde icra edilmesi en büyük dileğim; bir başka ifade ile; sanatçılar yaratıcılıklarını zorlamalılar ve içlerinden geldiği gibi eserlerini ortaya koymalılar. Serbest ve hayal gücünün daha ağır bastığı resimler görmek en büyük dileğim.”
Mahrokh Fouladian instagram : @mahrokh_1982
1978 Tahran doğumlu olan Anahita Amiri 2019 Antalya ya gelmiş “Bu şehir ve deniz İran da yaşadığım şehire çok benziyor deniz ve doğa hayatımdaki en çok huzur veren şeyler. Antalya’daki sanatını mükemmel icra eden ressamların varlığı beni çok mutlu ediyor. Bu değerli sanat insanları ile bir araya geldiğim GÜSAD Güzel Sanatlar Derneği’ne üyeyim.
Antalya’daki sanatçıların yaratıcılıklarını ortaya koyabildikleri ortam çok zengin. Derneklerin çalışmaları son derece etkin ancak şehirde daha çok görünür olmaları gerektiğine inanıyorum. Yerel belediyelerin verdiği desteklerin artması, sanatçıların çalışmalarını şehirlerarasında tanıtmalarına da katkıda bulunmaları çok yerinde olacaktır.
Anahita Amiri instagram : @anahitaamiri14art
Shabnam, Mahrokh ve Anahita gibi başarılı 3 İranlı ressamın farklı hayat çizgilerinde kayda değer önemi olan Antalya’daki cıvıl cıvıl sanat ortamının gelişmesi için, kendilerinin belirttikleri gibi, sanat derneklerinin büyük önemi var. Bir Antalyasever, bir sanatsever olarak, gözlemlediğim kadarı ile üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri sanatın tüm taraflarının sağlıklı iletişimi geliştirmesi. Bir diğer konu da aynı amaç için çalışan derneklerin rekabet yerine birlikte hedefler koyarak Antalya’yı vazgeçilmez bir sanat merkezi haline getirmek yolunda stratejik planlar üretmesi. Derneklerin lokal otorite ile, lokal otoritenin de sanat çevrelerinin, hangi seviyede olursa olsun ihtiyaçlarını dikkate alarak öncelik vermesi. İşbirliklerini güçlendirerek, ortak projelerle zenginleştirmeleri çok önemli. Türkiye’ye ve dünyayla bütünleşmiş bir sanat şehri hayal ediliyorsa, güzel sanatlar derneklerinin faaliyet gösterdikleri şehirdeki belediyeler, üniversiteler, meslek odaları, ticaret sanayi odaları, özellikle Antalya gibi bir şehirse, tabii ki tüm turizm çevreleri ile çok ama çok sıkı iş birliği hayatidir.
Farklı kültürlere ev sahipliği yapan kentimizdeki bu çalışkan 3 başarılı Iranı kadın ressamı bu köşede ağırlamak benim için çok değerli. Kendilerine çalışmalarında başarılar diliyorum, bu şehrin sanat yaşamına katkılarından dolayı kendilerine teşekkürler...
Bu “yazılı” söyleşide hepimizin ortak noktası “Antalya” idi;
daha da derine inersek “Atatürk’ün sağladığı ve biz kadınlar için sağladığı yaşanabilir Türkiye.
“Minnetle ve saygıyla…sevgili Atatürk!
Yazı içinde atıfta bulunulan:
Hossein Zenderoudi:
https://g.co/kgs/9uE5mK
Profesör Alireza Sedekdar:
https://www.google.com/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwjE4tiFsJ_7AhWaQvEDHfuWA8EQFnoECA8QAQ&url=http%3A%2F%2Fwww.alirezasadaghdar.com%2Fwebsite%2Fbiography%2Fenglishbio.html&usg=AOvVaw2hfG6VObGOoVR91autHbD_&cshid=1667937804423125
Shabnam Majd eserleri ve atölyesinden:
Mahrokh Fouladian eserleri ve atölyesinden:
Anahita Amiri eserleri ve atölyesinden: