Antalya’mız, 2000 yıllık bir tarihi içinde barındırmaktadır.
2000 yıl kadar önce MÖ.158 yılında Bergama kralı II Attalos akıncılarına
‘’Gidin bu yeryüzü üzerinde öyle bir yer bulun ki bütün kralların, bütün hükümdarların gözü kalsın. Öyle bir yer bulun ki gözünü ondan hiç kimse ayırmasın. Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun ‘‘ diye görevlendirmiştir. Akıncıları uzun bir arayışların sonucu, Beydağları ile çevrili, ormanlarının yeşilliği, güneşinin sıcaklığı, kıyılarının güzelliği, denizinin maviliğiyle büyülü bu güzel yeri bulmuşlardır. Ve burada görkemli bir kent kurarak adına Attaleia demişlerdir...
Tarihsel süreç içinde de adı Stelai, Satalya, Adalya ve en sonunda Antalya olmuştur.
Kaleiçi bugünün Antalya'sının ilk kurulduğu yerdir. Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılardan kalma eserlerle tarihin ince ince işlediği bir inci gibidir. Tarihi Kentsel Sit Alanı olan Kaleiçi, bünyesinde tarih kokan kiliseleri, hamamları, camileri, surları, geleneksel kent dokusu, doğal florası ve denize uzanan yüzüyle eşsiz bir cennettir.
Kaleiçi’nin geleneksel konut yapıları Antalya’nın tarihi kent dokusunun en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Konut yapılarının oluşmasında yaşamın gereklilikleri, doğa ve çevre koşullarına uygunluk ön planda tutulmuştur. Yaz mevsiminin sıcak olması ve kış mevsiminin de ılıman geçmesi sebebiyle soğuktan korunmaktan çok güneş ışınlarını önleme yazın serinlik sağlama amacı sağlanmıştır. Kaleiçi’nin sofalı, avlulu, taşlıklı evlerinin zemin katları, geniş kapıları, dolu masif taş duvarları ile üst katları ise ahşap karkaslı dolgulu duvarları ve sokağı kucaklayan pencereleriyle karakteristik bir güzellik teşkil etmektedir.
Kaleiçi’nde yer alan yapılar, Anıtlar Kurulu onayı ile mülkiyet durumlarına göre restore edilerek kentsel koruma ilkelerini doğrultusunda yeniden ayağa kaldırılmaktadır. Ancak, eski konut yapılarının, mülk sahipleri veya onların mirasçıları tarafından yüksek fiyatlarla satılması sonucu ranta kurban giderek, butik otel, pansiyon, dükkân, meyhane, kafe tarzı işletmelerle değişime uğramaktadır. Konut yapıları yerlerini turistik ve ticari işletmelere yerini bırakmaktadır. Bu durum, Kaleiçi’nin eski tarihi konut yapısalını erozyona uğratmaktadır. Yapısal değişim sosyal ve ekonomik değişimi de beraberinde getirmektedir..
Bir diğer problem de Kaleiçi’nin yönetimsel sorunudur. Bu bölge, hem Antalya Büyükşehir Belediyesinin, hem de Muratpaşa Belediyesinin sorumluluk alanına girmektedir. Ruhsat işlemlerine Muratpaşa Belediyesi, alt yapı ile ilgili çalışmalara da Büyükşehir Belediyesi bakmaktadır. Bu durum bazen yetki karmaşasına sebep olmaktadır.
Tüm sorunlarına rağmen yine de Kaleiçi Antalya’mızın gözbebeği ve incisidir.
(Fotoğraflar: Nursel Kabak tarafından 2016-2024 tarihleri arası çekilmiştir.)